Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, deve tellâl iken, pire mangal iken, ben dedemin beşiğini tıngır mıngır sallar iken ... ülkelerden birinde, kurda kuşa hükmeden bir padişah varmış.... Günlerden bir gün halkının arasında halk gibi dolaşırken kuşçular çarsına uğramış. Bir ara gözü kekliklere ilişmiş. Bir grup kekliğin üzerindeki varakta,
"Tane işi fiyatı 1 altın" yazıyormuş. Hemen yanı başlarında asılı, adeta altın kafes içinde bir keklik daha varmış. Onun yaftasında da 300 altın yazmaktaymış.
Padişahın gözü 300 altınlık kekliğe takılmış ve sormuş:
"Hayırdır, bunun diğerlerinden farkı nedir ki, diğerleri 1 iken, bu 300 altın?"
Satıcı, "Beyim bu keklik özel eğitimli, çok güzel ötüyor, ötmesi bir yana bunun ötüşünü duyan ne kadar keklik varsa hepsi onun etrafına doluşuyor. Tüm keklikler bir araya gelince avcılar da toplanan keklikleri rahatça avlıyorlar" demiş.
"Satın alıyorum" demiş Padişah.
Vermiş 300 altını ve hemen oracıkta vurduruvermiş kekliğin kafasını.
Satıcı gözleri faltaşı gibi ve de şaşkın:
"Ne yaptınız mirim, en maharetli kekliğin kafasını koparttınız, yazık değil mi" diye dövünürken;
Padişah gürlemiş:
"Kendi soyuna ihanet edenlerin er-geç akıbeti budur."
AlıntıDır...